´HABERE SIRTIMIZI DÖNMEK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOK AMA BİZ DE İNSANIZ´

Gazeteci habere sırtını döner mi tartışması devam ediyor. Bazı köşe yazarlarının Powell´a sırtını dönen muhabirleri eleştirmesine bir yanıt da Tercüman Gazetesi muhabiri İsa Yıldıran´dan geldi...

Google Haberlere Abone ol
´HABERE SIRTIMIZI DÖNMEK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOK AMA BİZ DE İNSANIZ´

ABD OLUNCA İŞLER NEDEN DEĞİŞİYOR


KENDİ ONURUNUZ ABD'NİN ONURUNDAN DAHA MI DEĞERSİZ?


ABD Dışişleri Bakanı Powell, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la
görüşmek
için
Başbakanlığa gelince bir kaç gazeteci arkadaşımla birlikte
kendisini
protesto etmek için pasif bir eylem gerçekleştirdik.


Başbakanlık merdivenlerinden çıkarken, kendisine sırtımızı
döndük. Evet,
biz
gazeteciyiz, 'habere sırtımızı' dönmek gibi bir lüksümüz
olamaz. Fakat,
herşeyden önce bizlerde insanız. Bizlerinde vicdanı var.


Irak'ta,
babasının
kafasına torba geçirilen çocuğun, can çekişirken ki hali
bizleride
derinden
üzer. İnsanlar öldürülürken buna sessiz kalamayız. Powell
basın açıklaması
yaparken, akıllı füzelerin "Kazara" doğum evini vurmasına
sizin vicdanınız
sessiz kalabilir mi?

Buna karşı sessizliğinizi korurken,
insanlığınızdan
şüphe etmezmisiniz?
Bazı köşeleri kapan gazeteci arkadaşlarımız, bize "Siz
gazeteci değilsiniz?" diyor. Ben bu arkadaşlarıma sormak istiyorum.


Ümit Davala, bir arkadaşımıza saldırdı diye gazeteciler
onu protesto
etmediler mi? Kameralarını bırakarak tepki göstermediler mi?


54. hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan, bir basın
toplantısına
"yarım
saat geç kaldı" diye yine gazeteciler O'nu protesto etmediler
mi?


57. hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit, basın mensupları
tarafından
protesto edilmedi mi?
21. Dönem TBMM Başkanı Ömer İzgi protesto edilmedi mi?
Şimdi bir yayın kuruluşunun başında bulunan, F. Altaylı 28
Şubat
döneminde İran'ın o tarihlerde ki Ankara Büyükelçisi için "Kim
bu şerefsiz
adam. Adam demek bile yanlış, bu kişiye bu şeref siz.... Hala
Türkiye'de,
bunu kovmak için ne yapmak lazım?

Gidip büyükelçiliğin
kapısına i..mek'mi lazım. Yoksa, gidip dövmek mi lazım" diye konuşmamış mıydı?
Powell'ı ülkemize gelen "Bir konuk" olarak görenler, bir
devleti
temsil
eden büyükelçi hakkında nasıl böyle konuşabiliyordu.

Bu
ülkenin
Başbakanları, Meclis Başkan'ları, sanatçı ve sporcuları
protesto
edilirken,
"Gazetecilik kuralları" akıllarına gelmeyenler. Neden ABD söz
konusu
olduğunda gazetecilik kurallarını hatırlıyorlar. Acaba kendi
onurları,
başkalarının onurlarının yanında bir hiç düzeyinde mi?

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin