'Acun sinirimden endişe ediyor. Açken fena olabilirim' Medyatava röportajı!

Zor günlerden geçti, ama ayakta kaldı. Ümit Karan... O artık bir ‘survivor’. Sayım Çınar’ın röportajı...

Google Haberlere Abone ol
'Acun sinirimden endişe ediyor. Açken fena olabilirim' Medyatava röportajı!

Türk futbolunun önemli isimlerinden Ümit Karan, işi gücü bir kenara bırakıyor, Acun Ilıcalı’nın reytingli programı ‘Survivor’a katılıyor.  İlk önce yeşil sahalarda görmeye alıştığımız, daha sonra istenmeyen olaylarla haberlere konu olan ünlü futbolcuyu yakında ‘ekmeğini taştan çıkartırken’ izleyeceğiz ekranda.  Peki, Karan neden 'Survivor’da yarışmaya karar verdi? Hakkındaki bir sürü iddia için ne diyor? Sayım Çınar sordu, Ümit Karan yanıtladı...



Yarı Alman yarı Türksün ve değerli bir futbolcusun, şimdi de mekanların konuşuluyor. Almanya’da da Türkiye’de de futbol oynadın, devamında erken sayılabilecek bir yaşta bıraktın. Erken bir emeklilik mi oldu, yoksa tadında mı bıraktın? Nasıl değerlendiriyorsun geçmiş günleri?



Devam edebilirdim ama zorlamak istemedim kendimi. 19 yaşımdayken Türkiye’ye geldim. Almanya’dan ziyade Türkiye’de yaşamak istiyordum. Türkiye’ye hep sevdalıydım. İlk başta adaptasyon problemi yaşadım ama hep doğru kararı verdiğimi zamanla daha iyi anladım.



Hep yıldız gibi yaşadın, futbolun, özel hayatın hep gündemde oldu…



Yaşam tarzım biraz ters geldi başta ama istediğim hayatı yaşadım. Tepkili, asi bir oyuncu oldum, karakterim de öyleydi. Hep doğrunun yanında oldum, hep adaletin yanında olmak istedim, hep olaylara dahil oldum, beni ilgilendirse de ilgilendirmese de.



Solcuyum diyebilir misin? Muhalif duruşun hep bilindi.



İnsanları hep eşit gördüm, babam iyi bir solcuydu, isyankardı, 70’lerdeki ilk uzun saçlılardan, hippilerdendi. Bizi de öyle yetiştirdi. Herkesi eşit görmek, herkesi sevmek bize ilk öğrettiği şey oldu. Dışarıdan soğuk görürler beni ama sevgi ve dostluk doluyumdur. Ben ülkemi çok seviyorum. Bir parti ile sınırlayacak değilim kendimi. Renk, cinsiyet önemli değil benim için; bir ülkeyi paylaşan kıymetli insanlarız. Haktan, eşitlikten yana olmalıyız, bu kadar basit.



“Kimsenin özel hayatına girmedim ama benim özel hayatıma müdahale eden çok oldu.”



Türk futbol dünyasında fenomen bir oyuncusun. Yedeğe almak, kızağa çekmek imkansız seni, her türlü engeli aştın yeteneğinle.



Tarzım çoğu insana ters geldi, hem geziyor tozuyor, hem de futbolumu oynuyordum. Kimsenin özel hayatına girmedim ama benim özel hayatıma müdahale eden çok oldu. Yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalıştım hep. Ne yapsam gündem oldu, öyle bir noktadaydım ki ne yapsam olay olmaktaydı.



Eski futbolcuların bazıları yorumculuğu seçti, sen ise bir mekan işletiyorsun.



İleride futbolla ilgili bir şeyler yapabilirim, ne de olsa bu benim hayatım, en iyi bildiğim konu. Bir barım, meyhanem var, zincire yeni halkalar eklemek istiyorum. Yurtdışında da mekanlar açmak istiyorum. Eski yorumculuk yapılmıyor artık günümüzde, bunun için çok tercih edemiyorum yorumculuğu. Ters bir adamım ben, provoke edebilirler. Dahası bilen de bilmeyen de konuşuyor, ayağı topa değmemiş insanlar futbol üzerine ahkam kesebiliyor.



Survivor’a katılacaksın ileriki günlerde, fizik olarak güçlü müsün hala?



Hayatım boyunca spor yaptım, iki sene ara verdim, ama hala her türlü zorlu şartı kaldıracak güçteyim. Macera olarak görüyorum olayı, para için yapılacak bir olay değil bu, hayatıma renk ve heyecan katmak istiyorum. Geriye dönüp baktığımda böyle de bir hatıram olsun istiyorum. Acun benim sinirimden endişeleniyor biraz, hele de açken fena olabiliyorum. Bekleyip göreceğiz.



Kimler olacak yarışmada biliyor musun?



Hayır bilmiyorum.



“Türk futbolcu da kabul etmiyordu bizi, kıskançlık, kazandığımız paralar mesele oluyordu.”



Gençlerbirliği enteresan bir takım, İlhan Cavcav, genç ve yetenekli futbolculara yuvalık yapması, tesisleşmede öncülük…



Türkiye’de başlangıç olarak en iyi takımdır Gençlerbirliği. Tesisleşme konusunda çok iyidirler. Benim için çok iyi bir tercihti. Bir Anadolu takımına gitseydim çok zorlanırdım biliyorum. Almancı olma durumumuz vardı bizim, Türk futbolcu da kabul etmiyordu bizi, kıskançlık, kazandığımız paralar mesele oluyordu. Günümüzde daha değişti durumlar. Almanya’da yetişen oyuncular güzel bir altyapıdan geliyor. Eğitim çok iyi, Türkiye’de ise bu konuda sıkıntı var. Bu yönüyle kendimizi kabul ettirmek zor oluyordu.



Özel hayatının bu kadar sorgulanmasına ne diyorsun?



Avrupa’da bu kadar gündeme gelmiyor futbolcu, ancak çok meşhur bir iki isim konuşulur, magazin gündemine girer. Türkiye’de ise herkes konuşuluyor, bu da yıpratıcı ve hatalı bir durum.



Daha önce birçok antrenörle çalıştın, Türk ve yanacı hocaların bir karşılaştırmasını yapman gerekirse ne dersin? 



Türkiye’de antrenörle yakın olmak zor. Kalite anlamında Türk antrenörler yabancılar kadar kaliteli. Ancak davranış ve yaklaşım biçimleri değişik.



“Zayıf düştüğün an eleştiri başlıyor, saldırı başlıyor.”



Zaman zaman kavga ettiğin zamanlar da oldu. Keşke yapmasaydım dediğin bir tartışma oldu mu?



Ben sadece kimsenin hakkının yenilmesini istemedim. Futbol çok acımasız, bizleri robot gibi görüyorlar. İnsan yapısı her zaman aynı performansı göstermez, morali bozulur, sıkıntısı olur. Bizde hep bir baskı var. Sürekli eleştiriliyorsun. Zayıf düştüğün an eleştiri başlıyor, saldırı başlıyor.



“Gerçek dostumu, düşmanımı tanıdım bu olay vesilesiyle.”



Bir yandan da çok şanssız bir dönem yaşadın. Şike konusu sana da bulaştı.



Çok üzüldüm o dönem. Olaylarla hiçbir alakam olmadığı halde haksızlığa uğradım. Sonradan ortaya çıktı ama o dönem birçok insan uzaklaştı çevremden. Futboldan soğuttu beni bu durumlar. Bu olay başka ülkelerde de yaşandı ama bizde kendimizi rezil etme durumu var. Sürekli abartıyoruz. En kısa sürede çözülüp kapanması gereken mesele bizde uzadıkça uzadı. Birbirimizin kötülüğünü istedik. İtalya’da her gün oluyor bu işler ama dengelerini biliyorlar, kendi içlerinde çözmeyi biliyorlar. Gerçek dostumu, düşmanımı tanıdım bu olay vesilesiyle. Belki böyle bir kazancım oldu diyebilirim o günlerden.



İçeride olduğun dönemden neler kaldı sende?



Elimi ayağımı çektim birçok şeyden, çok kimseyle görüşmüyorum. Düşmanıma bile vermesin Allah, çok zor bir süreç.



Aile hayatından da bahsedelim isterim, güzel bir oğlun var.



Survivor’un en zor tarafı ailemden uzak olmak olacak galiba. Oğlumu çok özleyeceğim, şimdiden belli oldu.



“Aile durumları iyi olanlardan futbolcu zor çıkar.”



Ümitcan’ın futbolcu olmasını ister misin?



İsterim ama olmayacak galiba. Aile durumları iyi olanlardan futbolcu zor çıkar. Sıkıntı yaşamak gerekir. Herkesin gezip tozduğu yaşlarda sen antreman yapacaksın, yaşıtlarından farklı bir hayat yaşayacaksın, farklı bir disipline gireceksin. Bunlar zor kararlar. 



Almanya’daki aileler yüksek okula çok göndermiyor çocuklarını, dil öğretemiyorlar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun Almanya’da büyümüş bir Türk olarak?



Bu da Almanya’nın politikası aslında. Şimdi entegrasyon programına başlamanın ne anlamı var, en az 60 yıldır Almanya’da Türkler, artık çok geç. 3 milyon türk var deniyor ama en az 6 - 7 milyondan bahsedebiliriz. Almanlaşmış Türkler çoğu ne yazık ki, hep bir itilme hor görülme durumu var.



Geçenlerde Berlin’de bir cafeye gittim. Türkçe konuştuğumu görünce rahatsız oldu Türk işletmeci. İngilizce konuşmaya başladığımda rahatladı ancak.



Bu olduğu gibi devletin yaptığı bir şey. Türkü, Türkçeyi istemiyor Almanya. Artık işleri bitti Türklerle, bizi istemiyorlar.



Kaç yaşında futbolcu oldun?



Profesyonel olarak 18. Babamı çok genç bir yaşta olduğu zaman, henüz 49 yaşında kanserden kaybettim. Daha 24 yaşındaydım, zor bir süreçti. Bütün yük bana bindi.



Bir noktadan sonra antrenörler ailenin parçası gibi oluyor sanırım. Teknik direktörler hiç kitap öneriyor mu, genel kültüre, dünyaya bakışına katkı sağlıyor mu?



Bazı hocalar kendini geliştirir, bazıları geliştirmez. Yaşam koçu gibi olan da var, kendi cahilliğini yansıtan da. Bu da futbolcu olarak yansıyor sana ister istemez.



“Hep Galatasaraylıydım, oğlum ise benden daha kotu Galatasaraylı.”



Hiç unutamadığın, iyi ki o maçta vardım dediğin bir maç var mıdır?



Çok maçım var. 2 - 1 biten Fenerbahçe’ye attığım bir gol var son anda. Liverpool maçını da unutamam. Galatasaray günleri unutulmaz. Bu arada hep Galatasaraylıydım, oğlum ise benden daha kotu Galatasaraylı. Enteresan bir bağı var.



Oyunculuk teklifleri alıyorsun galiba bir yandan da?



Ben hep iyi işlerde olmak istedim, hayatın her alanında. Mekan açıyorum, en iyisini açıyorum. İddialı olmayı hep çok önemsedim. Oyunculuk kısmında da aynı şey geçerli, çok iyi olacağına inanmazsam dahil olamam.



Survivor için heyecanlı mısın?



Şu an için heyecan yok, soğukkanlıyımdır. 80 kiloyum şu anda bakalım dönüşümde kaç kilo olacağım.



Son olarak ne demek istersin okurlarımıza?



Hepimiz kendi değerimizi ve ülkemizin değerini bilelim. Kıymetli bir toprağın kıymetli insanlarıyız, farkında olalım. Birbirimizi ve ülkemizi sevelim. 









SAYIM ÇINAR



sayimc@superonline.com


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin